Erken doğmuş ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde CP riski oluşabiliyor
Serebral palsi beyin felci anlamına geldiğini ifade eden Prof. Dr. Tufan Hiçdönmez, "Uluslararası tanımlamada cerebral palsy’nin baş harfleriyle CP şeklinde adlandırılır. Çocuklarda, doğum öncesi bazı olumsuz koşullar, doğum sırasında yaşanan ve doğum sonrası erken dönemde gelişen bazı olumsuzluklar, gelişmekte olan beyinde yapısal harabiyete neden olur. Serebral palsi bu nedenle gelişir. Bir başka deyimle, erken doğmuş ve düşük doğum ağırlıklı bebekler serebral palsi, beyin felci, CP için risk oluşturur." şeklinde açıkladı.
Erken ve düşük doğum ağırlıklı doğan bebeklerdeki kanamalar ve oksijensiz kalma durumuna maruz kalmak bebeklerin beyninde çeşitli bozuklukların gelişmesine neden olur. Bunlar bebek beyninde kalıcı ve yapısal hasarlardır" diyen Prof. Dr. Tufan Hiçdönmez, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu beyin hasarları, bebeğin mental-motor gelişimini etkileyebilir. Zihinsel gelişim değişik derecelerde bozulur. Gelişme özelliklerinde gecikmeler görülür. Örneğin konuşmanın gecikmesi, başını tutamaması, emeklemesinin ve yürümesinin gecikmesi gibi gelişme gerilikleri dikkati çekmeye başlar. Serebral palside normal gelişimi ve normal işleyişi bir ölçüde bozulan beyin, sonunda omurilik üzerinde olan denetleyici etkisini yitirir. Giderek kaslar düzensiz ve aşırı şekilde kasılır. Spastisite dediğimiz bu durum serebral palsili çocuklarda birkaç yıl içinde belirgin hale gelir ve giderek ilerler. Bu nedenle, gelişen spastisitenin erken dönemde tanınması, kol ve bacaklarındaki kasılma, sertlik gibi belirtilerin değerlendirilmesi, takibi ve erken dönemde fizyoterapiye başlanabilmesi yönünden önemlidir."
Prof. Dr. Hiçdönmez, Serebral palsinin bugün için bilinen bir tedavisinin olmadığını söyleyerek "Önemli olan, serebral palsi nedeni olan olumsuzlukların önlenmeye çalışılmasıdır. Çok erken ve çok düşük doğum ağırlıklı doğan bebeklerde, bakım şartlarının giderek iyileşmesi çok önemlidir. Esasen, serebral palsinin neden olacağı spastisiteye yönelik tedavilerin başlaması ve sürdürülmesi çok önemlidir. Spastisitenin en etkin tedavisi fizyoterapidir. Bu tedavi sürecinde ailenin de büyük payı vardır. Çocuğun kaslarının hareketlendirilmesi ve fizyoterapi kurallarının evde uygulanmaya devam edilmesinde aileye büyük iş düşmektedir. Buna yardımcı olarak, takip sürecinde gereken zamanlarda kasılmaların azaltılması ve fizyoterapinin daha etkin olabilmesi için kas içine botoks uygulamaları, çocuk beyin cerrahisinin selektif dorsal rizotomi SDR ameliyatları ve kas gevşetici ilaç baklofen pompası yerleştirilmesi gibi ortopedi bölümünün çeşitli ameliyatları bulunmaktadır." dedi.