Bakan Tunç: “Eninde sonunda İsrail Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanacak”

Bakan Tunç'un konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Temennimiz bir an önce orada akan kanın durdurulması. Türkiye olarak sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız 7 Ekim’den bu yana çok sayıda dünya lideriyle bölge hükümet ve devlet başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanımız özellikle orada ateşkesin sağlanması noktasında yoğun bir diploması çalışması gerçekleştiriyor. Ama maalesef BM’nin uluslararası kuruluşların akan kanın durdurulması noktasında yetersiz ve duyarsız kaldığınız hep birlikte görüyoruz. Uluslararası sistemin insanlığın sorunlarına çare olamadığını Sayın Cumhurbaşkanımız her platformda dillendiriyor. Ateşkes önerileri BM Genel Kurulunun huzuruna geldiğinde kendilerini demokrasinin beşiği olarak söyleyen 14 ülke ateşkes olmasın diye genel kurulda oy verdi. İnsani yargı önergeleri bile reddedildi. Bir reforma tabii tutulması gerektiğini sayın cumhurbaşkanımız hep ifade etti. Bundan sonra daha başka ülkelerce dillendirilmeye devam edecek ve bu haksızlıkların özellikle insanlığın sorunlarına çare olabilecek bir sistemin kurulması daha adil bir dünya için gerekli çalışmaların yapılması lazım.

Filistin’de Filistinlilerin toprakları yıllardır işgal edile edile bu noktaya gelindi. Gazze 360 kilometre küçük bir yerde 2,5 milyon insan var adeta açık hava hapishanesi insanlar topraklarını terk etmiyor. İnsanların orayı boşaltması için sürekli bombardıman yapılıyor. İnsan hakları uluslararası hukuk ne varsa ayaklar altına alındı ve alınmaya devam ediliyor. Maalesef ABD başta olmak üzere birçok ülke İsrail’in arkasında destek veriyor. Eninde sonunda İsrail Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanacak ve katledilen bebeklerin ve çocukların hesabını insanlık önünde verecekler biz buna yürekten inanıyoruz.

Bugün bizim insan hakları eylem planımız ve yargı reformu stratejisi belgesinin hazırlıkları çerçevesinde İstanbul’dayız. İstanbul’daki yargı teşkilatı mensuplarımızla bir araya geldik gerek ilk derece gerek istinaf başsavcılarımız hakimlerimizle bir araya geldik. Planlı bir reform süreci gerçekleştiriyoruz. 2009 da birincisini, 2015’te ikincisini 2018’de üçüncüsünü yayınlamıştık. Şimdi Türkiye yüzyılının ilk belgesi olacak yargı reformu strateji belgesi aynı zamanda insan hakları eylem planı. Ocak ayında sayın cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılacak. Ankara’da Antalya’da yargı uygulayıcılarımızla görüşmeler yaptık. Üniversitelerimizden hukuk fakültelerimizden yazılı görüşler alıyoruz. Öncekilerde özellikle meclisin çalışma takvimi nedeniyle tutturulamayan hedefler var bu hedefleri yeni belgelerimizde yer vereceğiz. Bu amaçlar doğrultusunda da reform yapmaya devam edeceğiz.

Bugün yargı reformu strateji belgesi ve insan hakları eylem planımızın hazırlık toplantıları çerçevesinde önemli bir toplantı. Bu iki gün sürecek gerek hukuk alanında gerek ceza alanında gerek idare hukuku alanında ve savcılık alanında 4 ayrı çalıştay gerçekleştirilecek ve buradan çıkanlar doğrulsunda da belgelerimize ışık tutacak bir yol haritası ortaya çıkmış olacak.

Türk Tabipler Birliği Başkanının görevden alınması hakkında

“Yargısal bir süreç bu süreç. TTB başkanının bir ifadesi olmuştu Türk askerinin terörle mücadele sırasında kimyasal silah kullandığı ile ilgili iddiada bulunmuştu ve bu gerçekten kabul edilebilir bir iddia değildi. Türk ordusu böyle bir şey yapması mümkün değil. Dolayısıyla terörle mücadeleyi zaafa uğratmak ve Türkiye’yi dünyaya farklı şekilde anlatmanın parçasıydı bu konuşma ve bu konuşma yargının bir konusu olmuştu ve soruşturma açılmıştı. Ve ceza almıştı. O süreç devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da TTB’nin kanununa göre bir Davaname hazırladı. Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi de karar verdi. TTB yöneticilerinin görevden alınması ve yerlerine yine TTB delegeleri arasından birinin belirlenmesi hususunda bir karar verdi bu yargısal bir karar. “

Libya tezkeresi

“Libya tezkeresi kabul edildi. Türkiye için önemli bir tezkere özellikle doğu Akdeniz’deki haklarımız için önemli. AK Parti MHP ve İYİ partinin oyları ve Saadet partisinin oyları ile kabul edildi. CHP ve HDP ret oyu verdi. CHP yönetimi değişse de politikalarının değişmediğini görüyoruz. Demek ki onlara göre Doğu Akdeniz’de haklarımız onlar için önemli değil.”

Hibya Haber Ajansı