Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Ülkemizin stratejik ürünleri arasında yer alan bor madeninin katma değerini cevherden mücevhere anlayışıyla 300 kat artıracak tesisimizin açılışı vesilesiyle bir aradayız.

Bandırma tesisimizde yapılacak yaklaşık bin ton üretim iki kata varan değer artışları sağlamaktadır. Bu tesis sayesinde Türkiye sadece bor madeninin katma değerini artırmakla kalmıyor.

Bugünkü açılışımızın önemi tesisin yatırım rakamlarının ötesinde ülkemize sağladığı stratejik katkıyla ilgilidir. 

Eskişehir’de keşfettiğimiz nadir toprak elementimizi kazanca dönüştüreceğiz. Ham madde ile başlayıp nihai ürüne kadar uzanacak bir sistemi hayata geçirmekte kararlıyız.

Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemizi dünyanın en büyük 10 ülkesine çıkarma hedefindeyiz. Son yıllarda milletçe zorlu sınamalardan geçtiğimiz bir gerçektir. Covid nedeniyle 2 yıl sıkıntı çektik. Kur, faiz, enflasyon yüzünden başka bir sınamadan geçtik. Asrın felaketi ile karşı karşıya kaldık.  

Biz hiçbir tehdide hiçbir zorluğa teslim olmamış milletiz. Bugün bir yandan depremin enkazlarını kaldırıyoruz bir yandan kalıcı konutların yapımına başlıyoruz.

Bir an önce vatandaşlarımızı aç açıkta bırakmayalım. Sanayicisiyle, esnafıyla deprem bölgesindeki üreticilerimizi destekleyerek istihdamı sağlıyoruz. Bu felaketin izlerini de sileceğiz.

Deprem bölgelerinde vatandaşlarımdan bir yıl izin istedim. Biz bir yıl içerisinde kalıcı konutları da bitireceğiz. Çadır kentten konteyner kentlere, bunlarla birlikte prefabrik kentler yapıyoruz. Derdimiz vatandaşlarımızı açıkta bırakmamak.

Alt yapısıyla üst yapısıyla yeni, güvenli yerleşim yerleri kurarak Türkiye yüzyılına doğru yürümeyi sürdüreceğiz. İşte bunlar onlarla uğraşırken bakın biz ne ile uğraşıyoruz.

Bor madeniyle alakalı onun çeşitlendirilmesiyle, aramızdaki fark bu. Bütün bunları başarana kadar bize durmak, dinlenmek haramdır. Türkiye’nin bir kısmında yaşanan sıkıntı için ülkenin tamamıyla güçlü olması şarttır. Deprem bölgesindeki şehirlerimizi ayağa kaldırırken diğer şehirlerimizi ihmal etmiyoruz.

Togg ön siparişleri alınmaya başladı, rekor bir talebe ulaştı. Ay sonundan itibaren teslimatları gerçekleştireceğiz. Buradan elde ettiğimiz tecrübe ile Kütahya’da 5 bin ton kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi kuracağız. Durmak yok yola devam. Karadeniz’de keşfettiğimiz gazı milletimize sunma çabalarımız bunlardan biridir.

Ana muhalefet yanındakilerle beraber Akkuyu Nükleer Santralini gezmek istiyorlar, geziyorlar, ‘Çok güzel’ diyorlar. Geldikten sonra ‘Yaptırmayacağız’ diyorlar. Bu nasıl kafadır? Ben milletime şikayet ediyorum, sevgili halkım işte o ana muhalefet ve yanındakiler bu ülkede yarın inanın elektrikler yine kesilir. Benim vatandaşım bunlara 14 Mayıs’ta oy vermeyecek. Yusufeli Barajı bir yeşil enerjidir, hidroelektrik santralidir.  

Başkaları ne yaparsa yapsın biz hakkın rızası için, halkın rızası için hizmet etmeye devam edeceğiz. Milletimize ne söz verdiysek, tek tek hayata geçireceğiz.

Türkiye hem lojistik avantajları hem yetişmiş insan gücü kapasitesiyle avantajlı bir yerde duruyor. Ulaşımdan enerjiye, spordan sosyal güvenliğe kadar her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı bu avantajımızın temelini ulaştırıyor.

Ne yaşadığımız tabii afetler ve diğer engeller bizi hedeflerimizden uzaklaştıramaz. Son yıllarda zorlu sınamalardan geçtiğimiz gerçektir. Covid-19 nedeniyle 2 yıl sıkıntılar çektik.

Bu sıkıntının üstesinden gelirken 6 Şubat depreminin yıkıntıları arasında kaldık. Aşırı yağışların sebep olduğu seller deprem bölgesine felaket üstüne felaket yaşattı. Rabbim hayatını kaybeden bütün kardeşlerimize rahmetiyle muamele eylesin.

Felaketin izlerini sileceğiz. Bir yıl içerisinde kalıcı konutları bitireceğiz. Çadır kentten konteyner kentlere ve bir taraftan da prefabrik evlere vatandaşlarımızı açıkta bırakmamak derdindeyiz. Bunların derdi başka. Vatandaşımızı bunlara bırakır mıyız? Biz can derdinde onlar mal derdinde.”

Hibya Haber Ajansı